Harry Potter Dünyasının Esrarengiz Dörtlüsü
“Çapulcular”
Harry Potter dünyasında Çapulcular’ın ayrı bir önemi var. Birçoğumuz hikâyelerini ve maceralarını merak ediyoruz. Birbirleriyle aralarındaki ilişkiler, Voldemort’un ilk yükselişindeki aktif rolleri hep merak konusu olmuştur.
Çapulcuların Kötü Karakteri: “Peter Pettigrew”
Peter Pettigrew, Çapulcuların şüphesiz en kötüsüydü. Okul zamanında arkadaşlarına sadık olduğu bilinmekle birlikte bu sadakatin nedeni ona sağlanan korumaydı. Pettigrew zayıf kişilikliydi, sadakati de arkasına saklanacak daha güçlü birini bulana kadardı. Voldemort yükselişe geçince Kılkuyruk elinden gelen en iyi şeyi yaptı ve kendini herkesin üstünde görerek tarafını değiştirdi. En yakın arkadaşlarına ihanet etti.
Her şeye rağmen Pettigrew’ın pozisyonunu düşünüp onu bir Çapulcu yapan özelliklerine değinmemek olmaz. Lupin’e yardım etmek için James ve Sirius ile birlikte kayıtsız bir Animagus olmuştu. Ayrıca, oldukça yüksek düzeyde sihir becerisi gerektiren Çapulcu Haritasının yaratıcılarından biriydi. Arkadaşları kadar yeteneği yoktu ve ilerleyebilmek için diğerlerinin ona yardım etmesine bel bağlamıştı. Animagus olmasının sebebi kendini düşünmemesi ya da asil olmasından değil grubun diğer üyelerini kendi tarafında tutmak istemesidir. Sadece kendini düşünen bencil korkağın tekidir. Yaptığını saklamak için on üç sene fare taklidi yaptı, yakın arkadaşlarına ihanet etti, Cedric Diggory’i öldürdü. Tüm bu yaptıkları sonrası sevimsiz bir insan olarak anıldı.
Yetenekli Seherbaz: “James Potter”
James Potter’ın iyi bir insan olduğu şüphe götürmez gerçek. James yetenekli bir seherbazdı. Daha okula giderken bir Animagus olmayı başardı, bunu da arkadaşına gerçek manada yardım etmek için yaptı. Bu ne kadar sadık biri olduğunu gösterir. Ayrıca inanılmaz derecede muzipti. Kendisi ve Sirius, Fred ile George’a rakipti. Çapulcu Haritasının ikizlerin eline geçmesi aslında çok da beklenmedik bir durum değildi. Yeri geldiği zaman doğru olan ne varsa çok güzel savunurdu. Tehlikeli olduğunu bilerek ve isteyerek Zümrüdüanka Yoldaşlığına dâhil oldu ve daha iyi bir büyücü toplumu için savaşırken öldü.
James’in ilginç bir geçmişi vardı, o zorbanın tekiydi. Okul yıllarında Severus Snape’e işkence eder ve kibirli kişisel özelliğiyle dikkat çekerdi. James her şeye rağmen olgunlaştı ve zamanla bu özelliğini kaybetti. Bu olgunluğa erişmeseydi Lily Evans’ın onunla hayatını birleştireceği düşünülemezdi. Öldüğü zaman çok gençti. James son anına kadar cesur, sadık bir arkadaş, sevgi dolu bir eş ve babaydı.
Harry Potter’in Vaftiz Babası: “Sirius Black”
Sirius, tıpkı James Potter gibi cesur, sadık, akıllı ve serseri tipli biriydi. Her şeye rağmen nasıl biri olacağına, kimi destekleyeceğine çok genç yaşta karar verdi. Hogwarts’a başladığı zaman ailesinin onunla ilgili nefret dolu konuşmalarını reddederek onlara sırtını döndü. Vicdanının sesini dinlemeyi seçti. Böylesi güçlü bir inanç özellikle bu kadar genç birisinde hiç hafife alınacak bir özellik değildir.
Sirius’un James’e avantajı ondan daha fazla yaşamasıdır. Bu yüzden nasıl birisi olduğu gözlemlenebildi ve Harry’ye karşı beslediği takdire şayan şefkatine şahit olduk. Sirius, Harry’nin vaftiz babası olma işini ciddiye aldı ve Lily ile James’in oğlunu gerçek manada sevdi. Her zaman Harry’nin yanında olarak ona
rehberlik etti. Şayet adını temize çıkarmış olsaydı Harry’ye bir yuva da sağlayacaktı. Kendi güvenliğini hiçe saydı ve Esrar Dairesi’ne Harry’nin yardımına gitti. Bu Harry için duyduğu sevgiye basit örnekti.
Sirius’un problemi aşırı derecede fevri ve pervasız davranmasıydı. Mesela, okuldayken Snape için yaptığı eşek şakası fazla aptalca ve tehlikeliydi. James son anda fikrini değiştirmeseydi, bu durum Snape’in ölümüne neden olabilirdi ve bunun baş sorumlusu olurdu. Sorumsuzluğunu aşamadı ve bu iyi bir rol modeli olup olmadığı konusunda tartışmaları beraberinde getirdi.
Sirius harika bir Çapulcu’ydu ve keskin zekâsı, arkadaşlarına olan sadakati, mizahı ve Voldemort ile savaşma hırsı bütünleşince sonuç harika bir büyücü olarak karşımıza çıkıyor.
Her Alan Başarılı Bir Çapulcu: “Remus Lupin”
Remus Lupin, her alanda başarılı bir Çapulcu’ydu. Harika bir öğretmen, zeki bir büyücü, Harry’ye karşı sıcak bir baba figürü ve Harry’nin Çapulcular içindeki en iyi rol modeliydi.
Remus’u diğer Çapulculardan ayıran en bariz özelliği şefkatli olmasıydı. Dışlanmış biri olarak, başka hiç kimsenin aynı şeyleri yaşamaması için elinden gelenin fazlasını yapardı. Arkadaşlarının bazen düşüncesiz ve anlayışsız olduğu durumlarda Remus devreye girmekten çekinmezdi. Harry’ye Ruh Emicilerle dövüşmeyi öğretmeyi de öğretti.
Ayrıca, konu başkalarının kusurlarını kabul etmek de son derece mahirdi. Kendisi bir kurt adam olduğu için yargılanmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. Okul zamanlarında Snape ile pek anlaşamamasına karşın ikisi de Zümrüdüanka Yoldaşlığına katıldığında Snape ile beraber çalışmıştı. Pek tabii Remus mükemmel bir insan değildi. Snape’e yapılanlarda aktif rol almasa da arkadaşlarını durdurmak için çabalamadı. Bir yere ait hissedip sevilme arzusu yapmaması gereken şeylerde sessiz kalmasına neden olmuştu. Sirius’un Animagus olduğunu Dumbledore’a söylemedi.
Remus’un Büyücü Dünyası’nda Harry’ye çok büyük yardımı dokunmuştu. Harry ve arkadaşlarının sahip olduğu en iyi Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni, Hortkuluk avında yardım teklifi, Zümrüdüanka Yoldaşlığı için çalışması ya da sırf Neville’e her şeyi başarmış hissini vermek olsun Remus her şekilde en harika insanlardan birisiydi.